4 Ekim 2010 Pazartesi

'iç' yazışma.

çok rüya görüyor diye,
uzun yolculuklara çıkan kadınlar tanıyorum.
bakışlarına düşmüş sarhoş perdeler.
hazan mevsimini anımsatıyor,
o isimsiz tebessümlerde saklı hatıralar.
nihayete ermiş bir ömrün seruveni sanki
bütün olan bitenler...
kadınlar geçiyor işte,
hep o durgun,meraksız,hüzünlü halleriyle.

bir gün daha kapanıyor çekmecelere,
en yorgun yerinde zamanın.
susuyor kadınlar,
geceye yaslanıyor..

/

yemek bozulurken,su da yorulur beklemekten,
hiç kapısı çalınmaz artık eski alışkanlıkların,
muradına ermez bütün bekleyenler..
bazıları için söylenmiştir yalnız bazı öğütler.

mayası bozuk çıkar ekmeğin..ekmek bozulur..
yolları, kaldırımları..
bir şehrin havası bozulur..
ve insan...insan da bozulur..
bozuk paraların üzerindeki kabartmalar bile..

hepsine dayanır da kalp içli içli,
ağız tadına dayanmaz bi..
ağız tadı başka..
o bozulunca herşey bozulur...


/

..
keşke bilseydim
kapıda durup iç çektiğini
sesine çiğ,
yüzüne sis düşmeden..


/

git ülkesine iltica etmiş bütün o -gidenlerden-
''gidip te dönülmemiş''
bir uzak şarkı çalındı gece radyolarında..


vedatezer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilgin ve yorumun icin tesekkurler..dostlukla.