7 Kasım 2011 Pazartesi

gibisin

sıkça söylenen bir şarkı gibisin
eli ayağı düzgün
ve aşağı mahallenin yoksul sokaklarından çıkıp
orta sınıf pastanelerde
sevgiliyle geçen saatler gibisin.
arada bir saçları jöleli
-tıpkı senin gibi-
varoş delikanlıları çalar pencereleri
ve sen hep ertelersin kendini.

oysa hayatta rövanş yoktur
yaşananlar izbe iz senindir.
kınalı bir sevda romanı gibisin
asfaltsız çamurlu yolları
çeşme önlerinde sıralı kadınlarıyla
uzaklardan bir dağ köyünden esen yel gibisin.
derim ki bazen;
öte zamanların kayıp anlarında
elleri yürek
gözleri güneş
sözleri ateş surette
eski bir inka efsanesi,
ya da yol boylarında at sırtında yar peşindeki
yiğidin serüvenisin.

tutmasan düşecektim
görmesem ölecek
ve sesime ses vermesen
özlemi hamur edip kendime
bir ağaç gölgesinde doyarak sesinle
düşleri sıralamayacaktım tek tek..
çöldeki serap gibisin
aslında hiç ulaşamadığım
yana yakıla aradığım,
ve her seferinde ellerimden kaçırdığım.
hücremde sıcak bir dost
gecede uzak bir ışık gibisin
temmuz güneşinde alnıma akan ter
kondu mahallerine kalkan son otobüs
yitip giden zaman gibisin
ölüm arefesinde,
hapiste..


vedatezer
haziran 1998

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilgin ve yorumun icin tesekkurler..dostlukla.