9 Ekim 2013 Çarşamba

...

açık bir yaradan ilk anda akan kan gibiydik.
sözlerimin karşılığında,
pencere önlerinde beklesen bakire kızların
fikri sabit görselliğe iç çekişlerini gördüm.
aralık bırakılmış bir kapının rüzgara çarpan iniltisi,
ve gece vardiyasına giden işçilerin 
ayak seslerini sayıklayan
bir kadının başucuna bıraktığı not ; 
''artık gideyim geç oldu.''

oysa,
gecenin en mahrem anıydı
çarşafa dolanan çıplaklığın
tene yapışan hevesi..


eski bir şarkıdan parmaklarımıza değen
ve kaldırım sırtlarına izler bırakan
o mayhoş halleri sarhoşluğumuzun,
başucuna bırakılan o notla birlikte
başka manalara, uzak dalgınlıklara akıp gitti.

kim silebilir şimdi,
sisli bir pazartesi sabahının saçlarımıza bıraktığı izleri ?
bütün buluşmalara koşarak gelen
o genç kızın entarisine takılı yalnizlığı kim seçebilir ?


hüzün ki ; bir parça kederli ama daha çok
mahzun bir bekleyişle kayıverdi ellerimizden,
vademizin dolduğunu ne bilir şimdi pencerelere sokulan karıncalar?
hayat, iksirini içirip kırk derece ateşle yanan çocuklarına,
arkasında mahzun yüzler,küçülmüş gözler bırakarak
uzaklaşıp gitti.

artık küçük notların peşine takılan kelimelerin yaşını tutmayacağız,
entarisine yalnızlık bulaşan o genc kız kadar yalnınız bizde.
bütün perdelerini indirip gecenin
muskasına soğuk bir subat aksamini iliştireceğiz önce.
ve sen tutunup kendinin damarlarina,
uzun uzun ic cekerek ineceksin ömrünün derinliklerine
bulduğun bulacağın senin olacak,
sustuğun konuştuğun kelimeler güzergahında..
...

açık bir yaradan ilk anda akan kan gibiyiz şimdi biz.

öğrendik,
ölüm seccadeye değen alnımız gibi,
izler bırakır gectigi yerlerde..
..
eski şarkılar beni ağlatır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilgin ve yorumun icin tesekkurler..dostlukla.